EN TR
Mutfak Sırları

Karatay Usulü Karışık Kızartma

Sevgili Sinem bu hafta bizlere harika bir diyet kızartma tarifi vermiş. Bakalım bu tarif nasıl uygulanıyor…

Yazın en güzel yemeklerindendir kızartma. Patlıcanlar, kabaklar, biberler, patatesler, üzerine sarımsaklı domates sosu ve bol yoğurt. Yazın yemesi en keyifli yemeklerden. Karatay Diyeti’ne, Karatay tipi beslenmeye başladığımdan beri yaz günlerinin vazgeçilmezi kızartmayı Karatay usulü pişirmek istiyordum ama nedense bir türlü fırsat olmadı. Dün akşam ne yapsam yemekte diye düşünürken, aklıma birden kızartma yapmak geldi!

Hemen soluğu markette aldım, patlıcan, kabak, köy biberi ve Çanakkale dometesi, mükemmel bir karışık kızartma için yeter de artardı bile. Normalde annelerimiz bazen bu sebzelerin arasında patates de ekliyor biliyorum ama patates Karatay Diyeti’nde dikkatli tüketilmesi gereken bir yiyecek olduğu için, sıcakken yendiğinde çok çabuk acıktırdığı ve kan şekerini hızla yükselttiği için, patatesi pas geçtim. Akşam yemeği menüsü için karışık kızartmanın yanında üzerine dökülmüş bol yoğurt ve köfte olmasına karar verdim. Oldukça doyurucu ve besin değeri gerçekten yeterince yüksek değil mi?

Aslında yazının başından beri “kızartma” diyor olsam da, yaptığımız şey tam bir “kızartma” değil. Öncelikle bol kızgın yağda yapılmıyor, fırında pişiyor. Bu açıdan “kızartma” demek mantıklı değil, ama tadı emin olun kızartmadan daha lezzetli!

Ben küçük boy 3 patlıcan, minik 3 kabak, 10-12 tane de köy biberine 3 büyük Çanakkale domatesinden sos yaptım. Siz miktarı tamamen kendinize göre ayarlayabilirsiniz. Çok az zeytinyağı ve ne kadar isterseniz o kadar sarımsak ekleyebilirsiniz. Biz 2 kişi bol yoğurt ve köfte ile bu miktarı bitiremedik, ancak yarısını yiyebildik, bu akşam soğuk şekilde yemeğin yanında tekrar yenecek. Ayrıca kullandığım borcama kabak ve patlıcanlar anca sığdığı için biberleri ayrı bir borcamda pişirdim. İlk deneme olduğu için miktarı ayarlayamamam normal :)

Ölçüleri ve malzemeleri liste şeklinde yazmak gerekirse (4 kişilik):

Dediğim gibi miktarları kendiniz ayarlamalısınız, örneğin patlıcanlar büyükse 2 patlıcan yeterli olacaktır, domatesler küçükse daha fazla domates koymanız gerekebilir. Patlıcanları çizgi çizgi soyduktan sonra halka halka doğradım. Şakşuka gibi bir şey yapmak istiyorsanız sadece patlıcanlı, küp küp de doğrayabilirsiniz. Kabakları da soyup halkalar halinde dilimledim. Köy biberlerinin içi oldukça tohumlu olduğu için saplarını kesip tohumlarını çıkarttım. Siz ince biberleri saplarıyla da koyabilirsiniz. Domatesleri soyup doğradım. Aslında tarif çok basit: dilediğiniz gibi bir borcam ya da tepsiye dilediğiniz şekilde patlıcan, kabak, biberleri diziyorsunuz. Dilerseniz sadece patlıcan, sadece kabak, sadece biberle de yapabilirsiniz tabi ki. Sonra bu sebzelerin üstlerine çok az tereyağını çizgi şeklinde gezdiriyorsunuz. Önceden ısıtılmış 220 derecelik bir fırına koyup yaklaşık 20 dakika ila yarım saat arasında ara ara kontrol ederek pişiriyorsunuz. Sebzeler piştiğinde domates ve sarımsakları çiğ şekilde üzerlerine koyup bir 10 dakika daha fırında kalmalarını sağlıyorsunuz. Pişen kızartmaların üzerine dilerseniz çok az tuz serpebilirsiniz. Üzerlerine yoğurt dökerek ya da yanında yoğurt ile servis etmeniz yeterli.

Birkaç ipucu, patlıcan, kabak ve biberin pişme süreleri birbirlerinden oldukça farklı. Patlıcan ve kabağınki birbirine daha yakın ve uzun iken, biberler oldukça hızlı pişiyor. Aynı borcama sığmadığı için biber ve diper sebzeleri ayrı ayrı pişirdim ama isabet olmuş çünkü biberler 10 dakikada pişti, 5-10 dakika da domateslerle pişti, halbuki patlıcan ve kabaklar 20-25 dakikada pişmiş ve domatesi öyle eklemiştim. Yani sebzeleri ayrı ayrı pişirebilirsiniz dilerseniz.

Sonuca gelelim, patlıcanlar beni çok tatmin etmedi, renkleri yavaş piştikleri için çok karardı ve patlıcanın kendisi de kurumaya başlamıştı. Kabak inanılmaz lezzetliydi, kesinlikle sulu suluydu ve kızartılmış kabaktan çok daha güzel bir tadı vardı. Ama benim favorim biber oldu, biberler oldukça suluydu ve kızarmış bibere göre çok lezzetliydi. Domates sosu ile ayrı güzeldi, domatesler çok yumuşamamıştı ve hala çok suluydu ve dişe geliyordu.

Kesinlikle bol bol yapılabilecek bir yemek, misafir sofralarında, yazlıklarda, sabah, öğle, akşam farketmeden yenebilir. Sarımsak sevmeyenler domateslere sarımsak koymayabilir ama kesinlikle pişmiş sarımsak bu tarife çok yakışıyor. Eylül ayının geldiği, yazın sonuna yaklaştığımız şu günlerde geç kalmış bir tarif olduğunu kabul ediyorum. Daha da geç kalmadan denemeniz dileğiyle, afiyet olsun ;)

Hazırlayan ve Fotoğraflayan: Sinem Çomarlı



Benzer Tarifler:

Exit mobile version